Ceza Kanunumuzun 237. maddesinde düzenlenen fiyatları etkileme suçu, Topluma Karşı Suçlar başlığını taşıyan 3. Kısmın Ekonomi, Sanayi, Ticarete İlişkin Suçlar isimli 9. Bölümünde yer almaktadır. 5237 sayılı Kanun döneminde maddenin uygulandığına ilişkin bir yargı kararına rastlanılmamaktadır. Nitekim doktrinde TCK’nın 237. maddesindeki bu suçun, sık olarak uygulanan suçlardan olmadığı ifade edilmiştir. Belki de hiç ihtiyaç çıkmayacağı, ancak ihtiyaç çıktığında da kullanılmak üzere devletin silahhanesinde muhafaza edilmesinin faydalı olduğu dile getirilmiştir . 765 sayılı Kanun döneminde varlığı da tartışmalı olan hükümlerden biridir. Nitelikli hal dışında uygulanması mümkün olmayan bir hüküm olduğu belirtilmiştir. Ayrıca suçun oluştuğunun tespiti bakımından sorunlara yol açacak bir hüküm niteliği bulunduğu da ifade edilmiştir . Bunların dışında Türkiye gibi bir ülkede toplumun önemli bir kesimi açlık sınırının altında yaşadığı için, ücretlerin yükselmesine yol açmanın ve bunu amaçlamanın neden suç olarak kabul edildiğinin anlaşılamadığı da belirtilmektedir. Bu nedenle örneğin, Türkiye’de işçi ücretlerinin çok düşük olduğu, reel değer kaybettiği söylendiği takdirde bu bir yalan olarak kabul edilecek ve suç olarak nitelenecek mi eleştirisi yöneltilmektedir. Ancak maddenin bunu amaçlamadığı düzenlemeden anlaşılmaktadır. Fiyatları etkilemek suçu, yer aldığı bölüm adından da anlaşıldığı gibi ekonomik suçlardan biridir. Serbest rekabet ortamında oluşması gereken fiyatların bir takım hileli yollarla bunun dışında oluşturulmasının engellenmesine yönelik olarak düzenlenen bir fiil niteliği taşımaktadır. Şimdi ekonomik suçlardan olması nedeniyle ekonomik suça ilişkin açıklamalar yapılacaktır.
SUÇUN ÖZEL GÖRÜNÜŞ ŞEKİLLERİ
Teşebbüs
Fiyatları etkileme suçu, soyut tehlike suçu olması nedeniyle sırf hareket suçudur. Dolayısıyla bu çerçevede belirleme yapmak gerekmektedir. İcra hareketleri bölünebiliyorsa teşebbüs kabul edilmektedir. Fiyatları etkileme suçu açısından da teşebbüsün mümkün olduğunu kabul ediyoruz. Yayın gerçekleştirilmeye çalışılırken müdahale edilerek hareketin tamamlanamaması durumunda suç teşebbüs aşamasında kalmıştır. Nitelikli haline ve netice sebebiyle ağırlaşmış şekline teşebbüs mümkündür. Bu takdirde teşebbüs göz önüne alınarak ceza belirlemesi yapılacaktır.
İştirak
Suçun iştirak halinde işlenmesi mümkündür. İştirak konusunda özellik arz eden bir durum 237. maddede bulunmamaktadır. Suçun iştirak halinde işlenmesi durumunda iştirake ilişkin genel hükümler uyarınca değerlendirme yapılmalıdır. Faillik ve şerikliğin gerçekleşmesi mümkündür. Suçun nitelikli hali, bunu bilen şeriklere de uygulanır. Borsa tellalı olan bir kişiyle bu vasfa sahip olmayan kişinin birlikte suç işlemesi halinde, borsa telalı olmayan müşterek fail suçun temel şeklinden, borsa tellalı olan müşterek fail ise suçun nitelikli halinden sorumlu olacaktır. C. İçtima Zincirleme suç96 söz konusu olabilir (TCK m. 43). Failin bir suç işleme kararıyla fiyatları etkileme suçunu değişik zamanlarda birden fazla işlemesi durumunda 43. madde (1. fıkra) hükmü uygulanır. Ancak aynı konuya ilişkin olarak birden fazla yalan haber veya havadis yayılması veya sair hileli yollara başvurulması durumunda tek suç söz konusu olacaktır. Failin tek fiili ile birden fazla üreticinin mallarının fiyatlarının değişmesi sonucunu doğurması halinde tek suç gerçekleşecektir. Yalan haber veya havadis Sermaye Piyasası Kanunu kapsamına giren suçu oluşturduğu takdirde özel hüküm olan 107. madde hükmü uygulanacaktır.
YAPTIRIM
Suçun cezası üç aydan iki yıla kadar hapis ve adli para cezasıdır. Adli para cezasının miktarı belirtilmediğinden TCK’nın 52. maddesi gereğince 5-730 gün arasında gün belirlenerek adli para cezasının tespit edilmesi gerekir. Netice sebebiyle ağırlaşmış halin söz konusu olduğu durumda neticenin gerçekleşmesi cezanın üçte bir oranında artırılmasını, nitelikli hal olan failin ruhsatlı simsar veya borsa tellalı olmasını ise cezanın sekizde bir oranında artırılmasını gerektirmektedir. Her iki durumda da artırım miktarını belirleme noktasında hakime takdir yetkisi tanınmamıştır. Şartlar gerçekleştiğinde belirtilen oranda artırımın gerçekleştirilmesi istenmiştir.
KOVUŞTURMA
Re’sen takip edilen bir suç olarak düzenlenmiştir. Davaya bakmak yetkisi Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Bölge Adliye Mahkemeleri’nin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun’un 11. maddesi gereğince Asliye Ceza Mahkemesine aittir. Yetkili mahkeme, kısmen veya tamamen hareketin gerçekleştirildiği yer mahkemesidir (CMK m. 12, TCK m. 8). Suçun ülke içinde kitle iletişim araçlarıyla işlenmesi halinde CMK’nın 12. maddesinin 3. ve 5. fıkra hükümlerinin uygulanması söz konusu olacaktır. Eğer netice sebebiyle ağırlaşmış şekli gerçekleşmişse bu neticenin gerçekleştiği yer mahkemesi de yetkilidir. Yetki uyuşmazlığı halinde CMK m. 17 vd. maddelerine göre sorun çözümlenecektir.