Yerel gazetelerimiz şehrin nabzıdır ve olmazsa olmazıdır. Yerel gazeteler şehrimizin nabzını tutarken çeşitli kamu kurumları, halk ve özel sektör arasında köprü vazifesi kurmakta ve şehrin kalkınmasına katkıda bulunmaktadırlar.
Hal böyle iken yerel gazetelerin ve temsilcilerinin ve imtiyaz sahiplerinin Devlet nezdinde hak ettiği değeri tam olarak görmediğini düşünüyorum.
Dünyanın birçok yerinde yerel basın el üstünde tutulurken ve hatta yerel yönetimler tarafından en saygın bir şekilde ağırlanırken bizim yerel basınımıza her yapılanın bir lütufmuş gibi davranılmasını doğru bulmuyoruz. Yerel basın halkın ve şehrin dilidir. Yerel basının susmasını, değer verilmemesini kendi dilini kesen veya ağzını diken bir insana benzetebiliriz.
Mesela, Trafikte basın araçlarına centilmenlik çerçevesinde kolaylık sağlanması kanunumuzda dahi yeri olan bir durum iken bu konuda tüm memur arkadaşların hassasiyet gösterdiği söylenemez. Unutmamak gerekiyor ki Basın da kamusal bir görev yapmaktadır. Diğer yandan kamusal törenlerde, toplantılarda yerel basına değer verilme anlamında üvey evlat muamelesi yapılmaktadır. Ama iş kamusal törenlerin halka ve devlete duyurulması konusuna gelince en yüksek beklentiler önce çıkmaktadır. Bu konuda adaletin terazisi doğru çalışmalıdır.
Yerel basının kendisi de sürekli kendini geliştirmeli ve yetiştirmelidir. Çeşitli kurslar, seminerler ve geziler bu konuda faydalı olacaktır. Bu konuda Basın Yayın Enformasyon İl Müdürü Mustafa Keleş’in ciddi projeleri var. Bunları desteklemek de tüm özel sektör, kamu ve basın camiasının boynunun borcudur ki bu konuda ayrıca bir yazı yazacağım.
Bu konuların gerek Adana Valiliği gerek yerel yönetimler gerekse de Gazeteciler Cemiyeti nezdinde gündeme alınması gerekmektedir.