10 Aralık günü, Dünya İnsan Hakları Günü olarak kutlanır. İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi insan haklarının bir tür anayasa niteliğindedir. Bu bildirge ile gerek yetişkinlerin gerekse de çocukların sahip olduğu haklar ayrıntılı bir şekilde ele alınmıştır.
İnsan haklarının egemen olduğu bir toplumda hiçbir insan öldürülemez, hiçbir insana işkence yapılamaz veya çocuklar zorla çalıştırılamaz, temel haklarından yoksun bırakılamaz. İnsan haklarının uygulanmasında din, dil, ırk vb. ayrımı kesinlikle yapılamaz. Hiç kimse ait olduğu dini inanç, mezhep, millet yüzünden kınanamaz ve cezalandırılamaz.
Her toplumun insan haklarına çok önem vermesi gerekir. İnsan haklarına riayet edilmeyen bir dünyada savaşların önü kesilemez. Herkes huzursuzluk içinde olur. Dünyanın tüm ülkelerinin bu konuda üzerine düşeni yapması ve dünyadaki haksızlık ve zulümlere ses çıkarması gerekir.
Her insanın birbirinden farklı özellikleri vardır. Cinsiyet, dil, din, ırk vb. birçok farklı yönümüz vardır. Bu farklılıklarımız herhangi birimize diğerimize karşı üstünlük tanımıyor. Yani bir millete ait olma ya da bir dili konuşmak üstünlük kaynağı değildir. İşte bu yüzden tüm insanların dil, din, ırk vb. ayrımlar olmaksızın sadece insan oldukları için doğuştan itibaren sahip oldukları haklara insan hakları denilmektedir.
Yaşama hakkı, eğitim hakkı, yerleşme ve seyahat etme özgürlüğü, çalışma hakkı, özel yaşamın ve haberleşmenin gizliliği gibi birçok haklarımız vardır. Bu haklarımız devletin güvenliği vb. çok ciddi durumlarda kanunla kısıtlanabilir ama bunun dışında hiç kimse tarafından kısıtlanamaz ya da engellenemez. Şunu unutmamak gerekir ki bu dünya hiç kimsenin tapulu malı değildir. Hepimiz bu dünyada eşitiz ve hiç kimse bir başkasının özgürlüklerini kısıtlayamaz.
Zengin olmak, güçlü olmak, vb. vasıfların hiç kimsenin bizim haklarımızı gasp etmesi için geçerli bir sebep olamaz. Çünkü her insan eşit haklara sahiptir ve kimsenin kimseye hiç bir şekilde üstünlüğü olamaz. 1948 yılında imzalanan İnsan Hakları Evrensel Bildirgesine bizim ülkemiz de 1954 yılında imza atmış ve tüm vatandaşlarımızın insan hakları ile ilgili haklarını garanti altına almıştır.
Bu dünya tüm insanlara yetecek kadar kaynaklara ve imkânlara sahiptir. Yeter ki herkes bu kaynakların, tüm insanların hakları olduğunu bilsin ve bu haklara saygı göstersin. Bunu sağlayabildiğimiz zaman dünya daha adil ve daha güzel bir yere dönüşür. İnsan haklarının olduğu yerde, herkesin hakkını aldığı yerde de huzur ve mutluluk olur, güven olur. Karmaşa ve kargaşa son bulur. Tüm bunlar yapılırsa barış dolu bir dünyada yaşamak olanaklı hale gelebilir.
Eşitlik, adalet ve özgürlük, şiddeti önler ve barışı sürdürür….