Mustafa Kemal Atatürk, Samsun’a hareketinden bir kaç gün önce eski ve yakın arkadaşlarından Rauf Bey’den (Orbay) bir duyum alır;
-İşgal Kuvvetleri Komutanlığı; Bandırma Vapurunun hareketine izin vermeyecektir;
-Ya da Bandırma Vapuru, Karadeniz’e çıktıktan sonra batırılacaktır.
Atatürk; bu varsayımları göz önünde tutarak fikrini değiştirir, Beşiktaş Akaretler’de oturan annesi Zübeyde Hanım ve kız kardeşi Makbule Hanım’a veda etmek için Beşiktaş’taki evlerine gider.
Onlarla görüştükten sonra, Karargâhı ile beraber, Beşiktaş Vapur İskelesi’nden bir motora biner, Kız Kulesi açıklarında bekleyen Bandırma Vapuruna geçerek, Süvari İsmail Hakkı Kaptan’a hareket emrini verir.
Emir, demiri kesermiş. Ama ne demir. O emir ki, Türk Milletini sömürge olmaktan kurtaran
Kefene gerek yok, en kutsal kefen vatan toprağıdır diyerek, YA İSTİKLAL YA ÖLÜM nidalarıyla kadınını, erkeğini savaş meydanlarına koşturan
Anaları, savaşa giden oğullarını yolcu ederken , ‘gerekirse öl ama muzaffer olmadan dönme’ diye söyleten.
Evlatlarımıza refah içinde, hiç kimsenin boyunduruğunda olmadan, özgürce yaşayacakları bir vatan yaratan.
Kadınları ikinci sınıf vatandaş olmaktan kurtarıp, her konuda söz sahibi olmasını sağlayan.
Kuranı Kerim’i Türkçe ’ye çevirtip dinimizi, kendi dilimizde anlamamıza vesile olan.
İstikbalimizi yabani bir tesettürün altından çıkarıp, onurlu bir kıyafete kavuşturan.
VATANI TOPRAK, TOPRAĞI VATAN YAPAN.
Peki YÜCE ATATÜRK bu kurtuluş savaşının fitilini ateşlerken, kaç kişi canını seve seve feda etti bu vatana
İşte Kurtuluş savaşının bilançosu,
‘1919 Mayısında tüm mevcudu 50 bin olan ordumuzun,1922 yazında Büyük Taarruz öncesindeki iaşe mevcudu 580 bini bulmuştur.
Bu sayının 380 bini batı cephesinde idi. fakat muharebeye ancak 110 bin savaşçı dahil olabildi. Geri kalan doğudaki ve diğer yerlerdeki birliklerde güvenlik amaçlı bırakılmış, bazıları da askerlik şubelerinde kalmıştır. Bir kısım askerimiz de geri hizmette kalmıştır.
Dört yıl süren milli mücadelede ordunun insan kaybı kazanılan zafere ve mevcuduna kıyasla hafiftir. Bütün cepheler dahil, muharebe meydanlarında 9167 kişi(662 subay ve 8505 er)şehit olmuştur. Aldıkları yaradan daha sonra ölenler ise 53 subay ve 1665 er’dir’.
Kim bilir kaç ocak söndü, kaç çocuk babasız hatta anasız kaldı, kim bilir analar kaybettikleri evlatlarına kaç ağıt yaktı.
Evet, biliyorum, hiçbirini geri getiremeyiz, ne çekilen acıları, ne de bizim için hayatını feda edenleri,
Ama ömrünü bizim için hiçe saymış bir adama olan minnet duygularımızı bir nebze de olsa ödeyebiliriz
Şöyle demişti Atatürk gençliğe hitabesinde,
Ey Türk istikbalinin evladı! İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen, Türk İstiklâl ve Cumhuriyeti’ni kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur! (1927)
Genç değilim ama söz konusu VATAN olunca, o asil kanın sesini ciğerlerime kadar duyuyorum ve ölünceye kadar da duymaya devam edeceğim.
Atatürk’e yazmış olduğum şiir kitabının önsözünde belirttiğim gibi
Bir müzisyenin besteye olan aşkı, bir ressamın fırçaya olan muhtaçlığı gibi, Atatürk benim olmazsa olmazım, velinimetim, vatan babam Bazı borçlar vardır. Toprak şafak dese de, teskeresi yoktur. Çünkü borcun VATAN BORCUDUR, GÖNÜL BORCUDUR, CUMHURİYET BORCUDUR. Göğüs kafesini, milleti için cephanelere siper etmiş, uğruna tahsis edilmiş hazine sandıklarını halkının SELAMETİ’İ için bir tekmede savurmuş bir adamın borcu nasıl ödenir ki.
TANIYORUM SENİ
Samsundan tanıyorum seni
İnişinle o gemiden
Tarihin eline bir kalem alışından tanıyorum
Mıh gibi aklıma kazıyorum ilk adımını
“Ben size taarruzu değil ölmeyi emrediyorum diyen sesinden
Alıyorum kudretimi
23 Nisanda çocukluğumdan
19 Mayısta gençliğimden tanıyorum seni
Biraz 18 Marttan
Biraz 30 Ağustostan doğuyorum yeniden
Ya gidecekler ya gidecekler diye haykırışından tanıyorum seni
10 Kasımdan biliyorum seni
Her sene saat 9’u 5 geçe
Tekrar tekrar öldüğümden
Öldüğümüzden biliyorum seni
EVET, GENÇLER, BU BAYRAM SİZİN. SOKAKLARA ÇIKIN DOYASIYA KUTLAYIN. KUTLARKEN DE ŞUNU UNUTMAYIN.YÜCE ATATÜRK BU VATANI SİZE EMANET ETMİŞTİR.EMANETE SAHİP ÇIKIN.
Mehmet Akif’in İstiklal Marşı’mızda dediği gibi
Bastığın yerleri “toprak!” diyerek geçme, tanı!
Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı.
Sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır Atanı;
Verme, dünyaları alsan da, bu cennet vatanı.