Bilmiyorum farkında mısınız? Adana’da yediemin otopark sayısı artıyor. Mevcut yediemin depoları da sürekli kapasite artırıyor. Çünkü yediemin otoparklarına ihtiyaç var.
Yediemin otopark sayısının artmasına ve yasal şartlara uymadığı için araçların yediemin otoparklarına götürülmesine de karşı değilim. Bunun özellikle altını çizmek isterim.
Fakat bu konuda birden fazla sorun var. Ve bunların hepsini bir çırpıda anlatmak inanın çok zor… Benim dikkatimi çeken hususu kısaca özetlemek gerekirse;
Bir insan düşünün otomobili var. Bu insan sıradan bir kişide olabilir, onlarca – yüzlerce insanı dolandırın bir kişi de olabilir. Nihayetinde mahkeme kararı ile bazı insanların mal varlığına el konulabiliyor. İşte mal varlığına el konulan insanların otomobili varsa, onlara da el konuluyor ve yediemin otoparklarına konuluyor.
Sonrasında bu araçların büyük bir bölümü yediemin otoparklarından çıkartılamıyor. Ve bu süreçte bu araçlar çürümeye başlıyor. İşte ben buna karşıyım. Diyelim kişinin borcu var ve icralık olduğu için otomobiline el konuldu. Bu araç ile ilgili hemen işlem başlatılması ve çürümeden satılması gerekmiyor mu? Yediemin otoparkında çürüyen bir aracın kime ne faydası olabilir ki?
Yediemin otoparkı işleten kişiler sürekli mevcut alanlarını genişletmek zorunda kalıyor. Yanlış parktan dolayı getirilen araçların dışında yediemin otoparkına getirilen araçların büyük bir kısmı buralarda kalıyor. Bu konuda bence en kısa sürede yasal düzenleme yapılması gerekiyor. Eğer böyle bir yasa çıkarılırsa değerinde satılan otomobilin parası ile borcu borcunu veya borcunun bir kısmını öder, alacaklı da parasını almış olur.
Şu anda yediemin otoparkı işletmecileri isyanda, otoparka getirilen araçların büyük bir bölümünün yıllarca ellerinde kalmasından dolayı para kazanamadıklarını söylüyor. Adamlar haksızda değil, 10 yıl boyunca yediemin otoparkında kalan ve sonrasında hurda demir olarak ihale edilen bir otomobilin hurda fiyatı bile yediemin ücretini karşılamıyor.
Bu araçların hepsi aslında birer milli servet… Çünkü yurtdışında üretiliyorlar ve Türkiye’ye getiriliyor. Bu pencereden baktığımızda hepimizi ilgilendiriyor. Bu nedenle yediemin otoparkına çekilen araçlarla ilgili yeni düzenleme yapılması şart.
Adeta çürümeye terk edilen otomobillere bakıyorsunuz birçoğu lüks araç. Bir çok insan böyle bir araç almanın hayalini kurarken, yediemin otoparkları adeta birer otomobil mezarlığına dönmüş durumda. Lüks araçlar gibi yediemin otoparklarında çok sayıda iş makinaları ve nakliyat araçları da bulunuyor. Belki bu araçlar çalıştırılsa, borçlarını ödeyebiliyor. Fakat onlarda yediemin otoparklarında paslanarak çürüyor.
Aslında işin birde de ruhsatsız motosiklet boyutu var. İcralık olan araçların resmi bir kayıtları yani ruhsatları var. Fakat Adana’da çok fazla sayıda toplama olarak tabir edilen ruhsatsız, şasi ve motor numarası bulunmayan motosiklet var. İşte yapılan polis ve jandarma uygulamalarında bu motorlara el konuluyor ve yediemin otoparkına çekiliyor.
Bu motosikletlerin büyük bir bölümüne ruhsat çıkarmak imkansız. Bekli birkaç tanesi çıkartılabilir fakat ruhsat çıkarmanın mali değeri, yeni bir motosiklet parası kadar… Bu nedenle ruhsatsız motosiklet ile yakalanan sürücülerin yediemin otoparkına çekilen motosikletlerini geri almak gibi bir girişimi olmuyor.
En azından sahibinin tekrar alamayacağı motosikletlerin yeniden ekonomiye kazandırılması noktasında ilgili kurumlar bir çalışma yapabilir. İnsan yediemin otoparklarının önünden geçerken gördüğü manzara karşısında üzülüyor.