Alışveriş yapanların dikkatini çeken konulardan biridir büyük bir keyifle, beğenerek aldığımız ürünlerin beklentilerimizi karşılamayacak düzeyde kalitesiz olması…
Vitrinde, askıda görüyoruz beğeniyoruz ancak sonrasında aldığımız ürünlerden memnun kalmıyoruz… Pek çoğumuz ünlü markalardan, kurumsal firmalardan alışveriş yapıyoruz, ama aldığımız ürünlerin birçoğu satın alırken söylendiği gibi kaliteli olmuyor maalesef…
Özellikle bu sorun yani kalitesizlik sorunu ayakkabılarda daha belirgin olarak karşımıza çıkıyor. İnsanlar bir avuç para ödedikleri ayakkabıların birçoğunu 3 aydan fazla kullanamıyor. Aslında demek istediğimi tüketici şikâyetlerinin yer aldığı internet sitelerini ziyaret ettiğinizde daha rahat göreceksiniz.
Yine kışlık mont ve kabanlarda da aynı keza çok sayıda şikâyet var oluştuğunu ilgili sayfalara girdiğinizde göreceksiniz. Kışlık mont alırken satıcılar genellikle, satmaya çalıştığı montların su geçirmediğini söylüyor. Ama ne var ki, ilk yağmurda yüzlerce lira ödeyerek aldığı mont, ceket veya kabanın su geçirdiğini görüyoruz ve ilk hayal kırıklığımız burada başlıyor. Ayrıca yine ayakkabılarda benzer durumlarla karşılaşıyoruz… Pek çok insan su geçirmez diye aldığı ayakkabının su geçirdiğini ilk yağmurda anlıyor. Ama artık çok geç, çünkü firma ürünü satmış ve bu ürünün geri iadesi mümkün değil.
Peki, bunlar neden böyle oluyor?
Sürekli alışveriş yaptığımız ve alışveriş yapanları gözlemlediğim için bana göre bunun 2 nedeni var.
Birinci neden, bazı firmaların kalite kontrolü iflas etmiş durumda olabilir. Yani ürünü yeterince kontrol etmeden piyasaya sürebilir. Tabi kontrol edilmeyen ürünün bozuk, defolu veya kalitesiz olma ihtimali çok yüksek. O yüzden yeterli test ve kontrolden geçirilmeyen ürünlerin piyasaya sürülmemesi, sürülüyorsa da kalitesi konusunda ahkâm kesilmemesi, yani satıcıların ürünü size satmaya çalışırken ‘asla su geçirmez, eskimez’ gibi laflarına kanmamak gerekiyor. Özetle insanların kaldırılmaması gerekiyor.
İkinci seçenek olarak ise ilk sürümde kaliteli ürün çıkartıp, ilerleyen dönemlerde malzemelerden çalıp piyasaya önceki üretilen ürünler kadar kaliteli olmayan ürünler sürülebiliyor. Bu nedenle de tüketiciler yine aldatılmış oluyor. Tüm bunların sonucunda ise insanlar aldıkları ürünlerden memnun kalmıyor. Böyle bildiğim birçok marka var. İlk etapta kaliteli ürünler satan ve daha sonra kalitesinde bozulmalar yaşanan.
Elbette yasalar tüketicilerin yanında ama maalesef tüketicilerin şikâyeti anında karşılık bulmaması ise ayrı bir can sıkıcı nokta olarak karşımıza çıkıyor. Bu dönemle alınan bir mont veya bottan memnun kalmayan insanlar nereye başvuracağını bilemiyor. En sonunda Tüketici Hakem Heyeti’ni buluyor ama oradan istediği sonucu anında bulamıyor. Şikâyet değerlendirmeye alınıyor, sonra şikâyete esas olan eşyalar incelemeye alınıyor. Elbette bir de şikâyet edilen kurumun da savunması alınıyor. Nihai sonucu ise bilirkişi veriyor. Elbette sorun çözülüyor çözülmesine de olan yine tüketiciye oluyor. Çünkü şikâyet edilen eşyaları insanlar kullanamıyor. Ve yenisini almak zorunda kalıyor. Bu nedenle ikinci kez mağdur oluyor. Bu süreç bazen 1 bazen de 2 yılı geçebiliyor. Bunun sonun da bozuk ürün değişse bile modası da geçmiş oluyor.
Tüketici son hayal kırıklığını ise işte bu dönemde yaşıyor. Çünkü aldığı ürünü bu kez de modası değiştiği için kullanamıyor. İşte bu nedenledir ki, insanların bu tür mağduriyetlerinin son bulması için üretilen ürünlerin piyasaya sürülmeden evvel çok iyi bir şekilde kontrol edilmesi gerekiyor. Satın alınan üründe herhangi bir mağduriyet yaşanması durumunda ise genel hak arama yolu olan Tüketici Hakem Heyetlerindeki işlem mekanizmasının çok hızlı bir şekilde işlemesi ve mağduriyetin katlanmaması için acil sürede çözüme kavuşturulması gerekiyor.
Aksi durumda insanların mağduriyeti devam edecektir.