Estetik dermatoloji alanında en fazla müdahale talep edilen vücut bölgesi, tartışmasız yüzdür. Gerek kronolojik yaşlanma gerekse güneş maruziyeti ve sigara tüketimi neticesinde yüzde istenmeyen değişiklikler gözlenir. Her ne kadar yüzün yaşlanma süreci, kalıtsal ve çevresel birçok etkene bağlı olarak bireyler arasında farklılıklar gösterse de her bireyde aynı olan bazı temel unsurlar mevcuttur.
KIRIŞIKLIKLAR:
Ciltte görülen kırışıklıklar, erken dönemde yalnızca mimik kaslarının çalışması esnasında belirginleşirken, zaman içerisinde kasların istirahatı halinde de görünür hale gelirler. Önleyici olarak Botulinum toksin (Botoks) uygulamaları ile mimik kaslarının çalışması engellenerek bu durum geciktirilebilse de ileri dönem olgularda ek olarak lazer, radyofrekans ve plazma gibi enerji bazlı uygulamalara da sıkça gereksinim duyulmaktadır. Uygulamanın kısa sürmesi ve nispeten az ağrılı olması, uygulama sonrası herhangi bir iyileşme süreci bulunmadığı için kişinin sosyal yaşantısını olumsuz etkilememesi, etkili olduğu için yüksek hasta memnuniyeti Botoks uygulamalarını dünya çapında en çok aranan kozmetik müdahale haline getirmiştir. Uygulamanın en belirgin dezavantajı etkisinin ortalama 2-6 ay kadar sürmesidir.
HACİM KAYBI:
Yaşlanma sürecinde yüzde yağ, bağ ve kas dokularında hacim azalması kaçınılmazdır. Otuzlu yaşların başlarından itibaren her yıl yaklaşık 1-2 ml hacim kaybedilir. Kırk yaşına doğru bu durum belirginleşir. Koyu tenli bireylerde ve uygun güneş korunması ile bu durum gecikebilir. Yüzdeki hacim kaybı dermal dolgu uygulamaları ile düzeltilebilir. En popüler dermal dolgu maddesi, derinin bileşenlerinden birisi olan hyaluronik asittir.
LEKE VE KIZARIKLIK:
Cilt yaşlanmasında rol oynayan en belirgin çevresel etken güneş maruziyetidir. Solar hasar sonucu cilt elastikiyetini yitirdiği gibi yüzeye yakın ince kılcal damarlarda artış ve çeşitli görünümlerde leke oluşumu da söz konusudur. Her iki sorunun da lazer ve IPL gibi uygulamalarla çözümü mevcuttur. Tabi ki uygun güneş korunması ile bu sorunların oluşumunu önlemek mümkündür.
Sarkmalar: Cildin elastikiyetini yitirmesi ve yer çekiminin etkisi ile gevşemeler ve sarkmalar oluşmaktadır. Bu durumun giderilmesinde yüksek yoğunluklu odaklı ultrason (HIFU), radyofrekans ve lazer gibi enerji bazlı uygulamalar ile ip askı yöntemleri kullanılmaktadır. İlerlemiş olgularda ise cerrahi yöntemlere ihtiyaç duyulur.
Her birey için çoğunlukla yukarıda bahsedilen sorunların birkaçı, değişen derecelerde beraber olarak bulunmaktadır. Bu durum da birden fazla tedavi seçeneğini doğru şekilde planlayıp tedaviyi kişiselleştirmeyi gerekli kılar. Gerek internette çok fazla bilgi kirliliği bulunması gerekse ülkemizde yasal olarak ehil olmayan şahısların bu konularla ilgili, bilimsel dayanağı bulunmayan demeç ve eylemleri, estetik kaygılar taşıyan birey için kafa karıştırıcı niteliktedir. Bahsi geçen sorunları gerek doğru tanımlamak (teşhis etmek), gerekse tedavi seçeneklerini belirleyip tüm tedavi sürecini planlamak ve oluşabilecek istenmeyen durumları öncelikle önleyici tedbirler almak suretiyle yönetebilmek için doğru başvuru adresi Dermatoloji veya Estetik ve Plastik Cerrahi uzmanınızdır.